Adenovirüs Göze Zarar Verir mi? Bir Ekonomistin Merceğinden Sağlık ve Kaynak Yönetimi Bir ekonomist olarak, her meseleye “kaynakların sınırlılığı” ve “seçimlerin maliyeti” penceresinden bakarım. Tıpkı bir ülkenin bütçesi gibi, insan bedeni de sınırlı kaynaklarla yönetilen karmaşık bir sistemdir. Bağışıklık, enerji, dikkat… Hepsi birer ekonomik değişken gibidir. Adenovirüs gibi yaygın bir enfeksiyon gündeme geldiğinde, mesele yalnızca bir sağlık sorunu değil; aynı zamanda bir ekonomik denge meselesidir. Peki, bu virüs göze zarar verir mi? Bu zarar bireysel sağlık “piyasasında” nasıl bir maliyete dönüşür? — Adenovirüs ve Sağlık Ekonomisi: Görmeyle İlgili Bir Kriz Yönetimi Adenovirüs, özellikle solunum yollarını ve gözleri etkileyen bir virüs…
Yorum BırakGünlük Satırlar Yazılar
Armut Dibine Düşer: Kalıpların Ötesinde, Anlayışın İçinde Bazen bir söz duyarsınız, kulağa tanıdık gelir ama her duyduğunuzda başka bir çağrışım yapar: “Armut dibine düşer.” Bu atasözü, genellikle çocukların anne babalarına benzemesi, genetik ya da davranışsal mirasın bir göstergesi olarak kullanılır. Fakat bu sözün toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet perspektiflerinden okunması, onu bambaşka bir derinliğe taşır. Çünkü bazen armut, sadece “dibi” değil; içine doğduğu dünyanın değerleri, kalıpları ve fırsat eşitsizlikleriyle de düşer. Toplumsal Cinsiyetin Gölgeleri Arasında Düşen Armutlar Toplum, kadınlara ve erkeklere farklı roller biçer. Kadınlar genellikle “empatik, anlayışlı ve duygusal zekâsı yüksek” olarak tanımlanırken; erkekler “mantıklı, çözüm odaklı ve…
Yorum BırakKerkmek Ne Demek? Bir Kelimenin Tarihsel Yolculuğu Bir Tarihçinin Samimi Girişi: Geçmişi Anlamak ve Bugüne Bağ Kurmak Dil, bir toplumun düşüncelerini, değerlerini ve kültürünü taşıyan en önemli araçtır. Her kelime, bir zamanlar var olan bir olayın, bir toplumsal yapının, ya da bir kültürel dönüşümün izlerini taşır. “Kerkmek” kelimesi de dilimizde çok fazla kullanılmayan, ancak bir zamanlar toplumsal yaşamın önemli bir parçası olan bir sözcüktür. Peki, “kerkmek” kelimesi ne anlama gelir? Hangi sosyal ve kültürel süreçlerden geçmiş, ve günümüzde hala varlığını sürdürebilen bu kelime, toplumsal yapımızla nasıl ilişkilidir? Kerkmek Kelimesinin Kökeni ve İlk Anlamı Kerkmek kelimesi, Türkçeye Osmanlı Türkçesi ve halk…
Yorum BırakKadına Şiddeti Engellemek İçin Neler Yapılabilir? Antropolojik Bir Perspektif Kültürlerin çeşitliliğini merak eden bir antropolog olarak, insan topluluklarının sosyal yapıları, ritüelleri ve sembollerinin, bireylerin toplumsal rollerini nasıl şekillendirdiğini her zaman sorguladım. Kadına yönelik şiddet, sadece bir davranış biçimi değil, derin kökleri olan bir sosyal sorundur. Farklı kültürlerde kadının rolü ve toplumdaki yeri, şiddetle olan ilişkisini de belirler. Bu yazıda, kadına şiddeti engellemek için neler yapılabileceğini, antropolojik bir bakış açısıyla inceleyeceğiz. Bu sorunla mücadele etmek için sadece yasaların değil, toplumsal yapının, ritüellerin, sembollerin ve kimliklerin de nasıl dönüştürülmesi gerektiğini keşfedeceğiz. Ritüellerin Kadına Yönelik Şiddetteki Rolü Ritüeller, toplumların değerlerini, inançlarını ve kimliklerini…
Yorum BırakGönderici Adı Ne Demek? İletişimin Kimliğinden Dijital Çağa Uzanan Anlamlar Modern dünyada her iletişim biçimi bir gönderici ve alıcı arasında kurulur. E-posta kutunuza düşen bir mesajda, telefon ekranınızda beliren bir bildirimde ya da posta zarflarının üzerinde gördüğünüz “gönderici adı” ifadesi, iletişimin kim tarafından başlatıldığını gösterir. Ancak bu basit görünen ifade, tarihsel ve kültürel olarak çok daha derin bir anlama sahiptir. Gönderici adı ne demek? sorusu, yalnızca teknik bir terim değil; aynı zamanda iletişimde kimlik, güven ve otorite meselelerinin de kapısını aralar. Gönderici Adının Temel Tanımı Gönderici adı, iletişimi başlatan kişi, kurum ya da sistemin adını belirtir. En basit hâliyle, bir…
Yorum BırakGölet Yapay Çevre mi? Antropolojik Bir Bakışla Doğanın ve Kültürün Kesişim Noktası Bir antropolog olarak dünyayı anlamanın en heyecan verici yanı, insanların doğayla kurduğu ilişkilerin kültürden kültüre değişmesidir. Bir köyde su kenarına taş dizmek bir tarım ritüelidir; başka bir yerde ise aynı eylem kutsal bir koruma pratiği sayılır. Bu çeşitlilik içinde “Gölet yapay çevre mi?” sorusu, yalnızca ekolojik bir tartışma değil; aynı zamanda kültürün doğayı nasıl biçimlendirdiğini anlamak için bir fırsattır. Çünkü insan, doğayı dönüştürürken aslında kendi kimliğini de yeniden kurar. Peki bir gölet, insan yapımıysa bile tamamen “yapay” mıdır? Yoksa doğanın ritmine karışan kültürel bir hikâye midir? Doğa ile…
Yorum BırakHane Otel Sahibi Kim? Geleceğin Konaklama Dünyasında Yeni Bir Devrim mi Başlıyor? Hepimizin aklında aynı soru var: “Hane Otel sahibi kim?” Belki de bu sorunun cevabı sadece bir isim değil, geleceğin turizm anlayışına yön verecek bir vizyonun başlangıcı. Bu yazıyı kaleme alırken amacım sadece bir merakı gidermek değil, geleceğin otelcilik anlayışı üzerine birlikte düşünmek, hatta biraz da beyin fırtınası yapmak. Çünkü “Hane Otel” artık sadece bir konaklama markası değil; stratejik düşünen erkeklerin, insan odaklı yaklaşımlarıyla fark yaratan kadınların ortak vizyonunda şekillenen bir gelecek hikâyesi. — Geleceğin Otel Sahipliği: Sadece Bir Unvan Değil, Bir Ekosistem Bir otelin sahibini konuşurken aslında onun…
Yorum BırakBorke Kimdir? Toplumsal Cinsiyet, Çeşitlilik ve Sosyal Adalet Üzerine Bir Yolculuk Bazen bir isim, yalnızca bir kişiyi değil; bir düşünceyi, bir bakış açısını, hatta bir toplumsal dönüşümü temsil eder. “Borke kimdir?” sorusu da tam olarak böyle bir yerden doğuyor. Çünkü Borke, tek bir insanın hikâyesi değil — empati, eşitlik, farkındalık ve değişim arayışının sembolü. Bu yazı, toplumsal cinsiyetin şekillendirdiği dünyamızda Borke’nin kim olduğunu, hangi değerleri temsil ettiğini ve neden her birimizin içinde biraz “Borke” olduğunu sorgulamaya davet ediyor. Toplumsal Cinsiyetin Çizdiği Roller: Kadınların Empatisi, Erkeklerin Analitiği Toplumun bize öğrettiği roller, farkında olmadan dünyayı nasıl algıladığımızı belirliyor. Kadınlar genellikle empati, duygusal…
Yorum BırakGirişimci Olmak İçin Ne Yapmalıyım? Siyaset Bilimi Perspektifinden Bir Bakış Siyaset bilimci olarak, toplumların güç ilişkilerini ve bu ilişkilerin nasıl bir toplumsal düzen yarattığını her zaman derinlemesine düşünürüm. Gücün ve iktidarın nerede ve nasıl şekillendiği, sadece devletin değil, bireylerin ve toplulukların yaşamlarını da belirler. Bu bağlamda, girişimcilik sadece ekonomik bir faaliyet değil, aynı zamanda toplumsal yapının içindeki bir güç mücadelesidir. Girişimci olmak, yalnızca iş kurmak değil, aynı zamanda toplumsal normlar, ideolojiler ve gücün merkezine yönelik bir stratejik hamle yapmaktır. Peki, girişimci olmak için ne yapmalıyız? Bu soruyu, güç ilişkileri, ideoloji, kurumlar ve vatandaşlık bağlamında incelemek, bize daha kapsamlı bir cevap…
Yorum BırakGide Gide Nasıl Yazılır? Edebiyat Perspektifinden Bir İnceleme Edebiyat, kelimelerin gücüyle şekillenen bir sanat dalıdır. Her kelime, bir anlam taşımanın ötesinde, bir duyguyu, bir düşünceyi ya da bir durumu ifade etmek için kullanılır. Yazının dünyasında, doğru kelimenin gücü, metnin ruhunu ortaya çıkaran, okuru derinden etkileyen bir dönüştürücüdür. İşte bu noktada, “gide gide” gibi ifade biçimlerinin dildeki önemi büyüktür. Anlatıların güçlülüğü, kullanılan kelimelerle şekillenir; bir kelimenin yanlış ya da doğru kullanımı, metnin anlamını tamamen değiştirebilir. Peki, “gide gide” nasıl yazılır? Bu yazıda, TDK’ye göre doğru yazımı ve edebi bir perspektifle bu ifade biçiminin anlamını derinlemesine inceleyeceğiz. Gide Gide ve Edebiyatın Gücü:…
Yorum Bırak